Yeniler

Karşı dağı duman aldı pus aldı Irlandalı

Eğer beni başkan seçerseniz, ikisinden birini teknik direktör olarak getireceğim. Aylardır görüşüyoruz, ikisinden de söz aldım.

Nasıl olsa böyle deyince başkan seçiyosunuz. Siz bi seçin hele buluruz nasıl olsa birini. Bunların bahanesi de kolay, birinin eşi istmedi, öbürünü başkan bırakmıyo.



Avrupa’nın büyük kulüpleri arasında 2014/15 sezonu hesaplarını ilk açıklayan, başkanlık seçiminin de etkisiyle Barcelona olmuştu. Rakamlara hızlıca göz atıldığında gelirlerin ciddi oranda arttığı ama gider artışının daha büyük olduğu görünüyordu. Manzara bizim için tanıdıktı, bu filmi 2010’da da görmüş, hatta hakkında detaylı bir yazı yazmıştık: Primler.
Aziz Yıldırım’ın “maçbaşı ödemelerini kaldırıyoruz” açıklamasıyla primler bizde de gündemde. Başkan, prim sistemlerinde modern dünyanın uygulamalarına geçmek istiyor ve hatta diğer kulüplere de aynısını tavsiye etti. Fikir teoride güzel ama pratikteki sorun şu: Türk Futbolu, modern dünyanın bir parçası değil.
Muasır medeniyetler seviyesinde geçerli akçe, oyuncuların alacaklarını aksatmadan ödemek. Oysa bizim dünyamız bambaşka, “alacağım yoktur kâğıdı” en kıymetlimiz... Türkiye’de bu uygulamaları yapabilecek kulüp sayısının bir elin parmaklarını geçmesi zor görünüyor. Yerli yabancı herkes, Türkiye’de ödemelerin söz verildiği gibi yapılmadığının, namertçe davranıldığının farkında. FIFA’daki dava rekoru bunun sadece resmi kaydı. Üstelik, yerlilerin FIFA’ya gitmesi yasakken kırdık o rekoru.
Performansa bağlı prim sistemlerini yeniden şekillendirip ücret sisteminin merkezine oturtan ve tüm dünyaya sunan kulüp Barcelona. Hatta sistemin mühendisi, dönemin finansal direktörü Ferran Soriano, şu anda City’nin CEO’su. Barcelona ise sistemini sulandırmanın sonuçlarıyla boğuşuyor.
Katalanların hedefiyse çarpıcı: 2021’de yıllık 1 milyar avro gelir.

<div class="flourish-embed" data-src="visualisation/1208547"></div><script src="https://public.flourish.studio/resources/embed.js"></script>
 


Avrupa’nın büyük kulüpleri arasında 2014/15 sezonu hesaplarını ilk açıklayan, başkanlık seçiminin de etkisiyle Barcelona olmuştu. Rakamlara hızlıca göz atıldığında gelirlerin ciddi oranda arttığı ama gider artışının daha büyük olduğu görünüyordu. Manzara bizim için tanıdıktı, bu filmi 2010’da da görmüş, hatta hakkında detaylı bir yazı yazmıştık: Primler.


Aziz Yıldırım’ın “maçbaşı ödemelerini kaldırıyoruz” açıklamasıyla primler bizde de gündemde. Başkan, prim sistemlerinde modern dünyanın uygulamalarına geçmek istiyor ve hatta diğer kulüplere de aynısını tavsiye etti. Fikir teoride güzel ama pratikteki sorun şu: Türk Futbolu, modern dünyanın bir parçası değil.

Muasır medeniyetler seviyesinde geçerli akçe, oyuncuların alacaklarını aksatmadan ödemek. Oysa bizim dünyamız bambaşka, “alacağım yoktur kâğıdı” en kıymetlimiz... Türkiye’de bu uygulamaları yapabilecek kulüp sayısının bir elin parmaklarını geçmesi zor görünüyor. Yerli yabancı herkes, Türkiye’de ödemelerin söz verildiği gibi yapılmadığının, namertçe davranıldığının farkında. FIFA’daki dava rekoru bunun sadece resmi kaydı. Üstelik, yerlilerin FIFA’ya gitmesi yasakken kırdık o rekoru.

Performansa bağlı prim sistemlerini yeniden şekillendirip ücret sisteminin merkezine oturtan ve tüm dünyaya sunan kulüp Barcelona. Hatta sistemin mühendisi, dönemin finansal direktörü Ferran Soriano, şu anda City’nin CEO’su. Barcelona ise sistemini sulandırmanın sonuçlarıyla boğuşuyor.

Katalanların hedefiyse çarpıcı: 2021’de yıllık 1 milyar avro gelir.


Avrupa’nın büyük kulüpleri arasında 2014/15 sezonu hesaplarını ilk açıklayan, başkanlık seçiminin de etkisiyle Barcelona olmuştu. Rakamlara hızlıca göz atıldığında gelirlerin ciddi oranda arttığı ama gider artışının daha büyük olduğu görünüyordu. Manzara bizim için tanıdıktı, bu filmi 2010’da da görmüş, hatta hakkında detaylı bir yazı yazmıştık: Primler.

Aziz Yıldırım’ın “maçbaşı ödemelerini kaldırıyoruz” açıklamasıyla primler bizde de gündemde. Başkan, prim sistemlerinde modern dünyanın uygulamalarına geçmek istiyor ve hatta diğer kulüplere de aynısını tavsiye etti. Fikir teoride güzel ama pratikteki sorun şu: Türk Futbolu, modern dünyanın bir parçası değil.

Muasır medeniyetler seviyesinde geçerli akçe, oyuncuların alacaklarını aksatmadan ödemek. Oysa bizim dünyamız bambaşka, “alacağım yoktur kâğıdı” en kıymetlimiz... Türkiye’de bu uygulamaları yapabilecek kulüp sayısının bir elin parmaklarını geçmesi zor görünüyor. Yerli yabancı herkes, Türkiye’de ödemelerin söz verildiği gibi yapılmadığının, namertçe davranıldığının farkında. FIFA’daki dava rekoru bunun sadece resmi kaydı. Üstelik, yerlilerin FIFA’ya gitmesi yasakken kırdık o rekoru.

Performansa bağlı prim sistemlerini yeniden şekillendirip ücret sisteminin merkezine oturtan ve tüm dünyaya sunan kulüp Barcelona. Hatta sistemin mühendisi, dönemin finansal direktörü Ferran Soriano, şu anda City’nin CEO’su. Barcelona ise sistemini sulandırmanın sonuçlarıyla boğuşuyor.
Katalanların hedefiyse çarpıcı: 2021’de yıllık 1 milyar avro gelir. 

Futbol Evi Designed by Templateism.com Copyright © 2014

Tema resimleri Bim tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.